Yükleniyor ...

Yayınlarımız

Buna göre sırala:  Standart

Hz. Ademin Peygamberliği Konusundaki Tartışmaların Kritiği

KOD: HÜNER120

100.00 TL
Dr.Maşallah Turan / 2019 / 104 / 60 gr Kitap Kağıdı / 13.5x21.5 / Karton Kapak / Tek / Türkçe / 1.Baskı / 9786057891006

Son zamanlarda, yaratılışın başlangıç döneminde ilk insan(lar)ın, toprakla iç içe hayvanî bir hayat geçirdiği, hayvanî(beşerî) dönemden insanî döneme geçişin, uzun bir zaman aldığı varsayımından hareket eden kimi yazarlar; Hz. Nûh döneminin, “din ve vahyin insanlıkta ilk görüldüğü dönem” olduğu neticesine varmaktadırlar. Bu iddia sahiplerine göre Hz. Nûh döneminde bilinç gelişmiş, insanlık vahyi anlayacak seviyeye gelmiştir. Dolayısıyla insanlık içinde Nûh zamanına kadar beşer peygamber yoktur.

Başka bir deyişle, Nuh’tan önce yaşayan ve onun atası olan Âdem, peygamber değildir, yanısıra ilk insan değildir, onun da bir babası vardır, kendisine benzeyen başka varlıklarla beraber yaratılmıştır, yani başka âdemler de mevcuttur. Bu görüş sahiplerine göre, iddia edilenin aksinin düşünülmesi durumunda, insanlığın meşru bir şekilde üreyip çoğalma olanağına sahip olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. İşte söz konusu edilen bu ve benzeri tartışmalar eşliğinde elinizdeki çalışma; Hz. Adem’in, eşinin ve soyunun yaratılış keyfiyetini ve ilk insanın aynı zamanda ilk peygamber olup olmadığı meselesini, konuyu ele alan ayetler ışığında diyalektik bir bakışaçısıyla ele alıp işlemektedir.

 


Namazın Teşri Süreci

KOD: HÜNER119

230.00 TL
Doç.Dr.Recep Tuzcu / 2019 / 512 / 60 gr Kitap Kağıdı / 13.5x21.5 / Karton Kapak / Tek / Türkçe / 1.Baskı / 978-9944-735-99-5

İnsan yeryüzünü yönetmesi yanında ibadet etmesi için yaratılmıştır. Bu yetki ve görev yanında onun o birçok sıkıntı karşısında kendisini güçsüz hissetmesi ve bu sıkıntılarını aşabilmek için Allah’a sığınma ihtiyacı hissetmesi de fıtratına yerleştirilmiştir. Bu sebeple yaratılışında saklı olan ibadet ve dua şekilleri insanlık tarih boyunca var olagelmiştir. İlahî dinlerde namaz ibadeti, kulun Allah’a şükrünü eda ve isteklerini sunduğu bir dua biçimidir. Hz. Peygamber’in hayatında namazın tedricî süreci dikkate alınmadan rivayetler tasnif edilmiştir. Bu durum Hz. Peygamber’in hayatında rivayetlerin hangi süreci ifade ettiğinin bilinmesini engellemiş, buna bağlı olarak şârihlerin aynı rivayeti tarihi yanılgıları sebebiyle farklı yorumlamalarına ve hükmünde ihtilaf etmelerine sebep olmuştur. Namazın tedricî sürecini ifade eden rivayetlerin sıhhatinin tespiti kadar aynı muhtevalı ayetleri, nüzul tarihi ve siyer kaynaklarının verdiği bilgilerle değerlendirmek gerekir. Bu yöntem Kur’an’ın tedricen değişen ve genişleyen muhtevası esnasında hadisleri bununla eş zamanlı okumak ve Hz. Peygamber’in sîretinde rivayetleri nereye oturtacağımız konusunda bize büyük oranda yardımcı olacaktır. Mekke çevresinde yaşayan ilahî dinlerde ve Mekkelilerin namaz uygulamaları yanında İslâm’da namazın menşeine dair görüşlere mukayeseli incelenmiştir. Mekke döneminde namazın ilk teşrî, özellikle vakit ve rekât değişikliklerinde namazın elliden beşe indirilişi meselesi ele alınmıştır. İkinci bölümde Medine döneminde namazın rekât ve keyfiyet açısından tedricen değişimi kronolojik olarak rivayetlerin tasnif ve değerlendirmesi yapılmıştır. 




Kutsal Beldelerde Hatıralar ve Hac

KOD: HÜNER121

100.00 TL
Nusret Karabiber / 2019 / 192 / 60 gr Kitap Kağıdı / 13.5x21.5 / Karton Kapak / Tek / Türkçe / 1.Baskı / 9786057891013

Hira Dağı’nın zirvesinde biraz dinlendikten sonra ön yüze geçmek için kayanın dibinden geçerek mağaranın tam önüne geldiler. Birbirine yaslanmış iki taş arasındaki yarıktan bakıldığı zaman Allah’ın beyti Kâbe bütün haşmetiyle gözler önündeydi. Sanki dürbünle bakıyormuş gibi ayan beyan bir şekilde görünüyordu.

Salih Dede “Burada iki rekât şükür namazını kılalım.” dedi. Sırayla ikişer rekât şükür namazı kıldıktan sonra Salih Dede sırtını kayaya dayayarak Rasulüllah’a ilk vahyin gelişini anlatmaya başladı.

 Hac vazifesini anlamını bilerek ve Peygamberimiz (SAV)’in ayak izlerini takip ederek yapmak isteyenler için roman tadında bir rehber.




Medeniyetlerde Kadın Ve Evlilik

KOD: HÜNER122

125.00 TL
Nusret Karabiber / 2019 / 272 / 60 gr Kitap Kağıdı / 13.5x21.5 / Karton Kapak / Tek / Türkçe / 1.Baskı / 9786057891020

 İslam’dan önceki toplumlarda kadının yeri nasıldı? İslam dininin gelişi ile kadının yeri nasıl değişti? Hz.Muhammed (sav) neden çok evlilik gerçekleştirdi? Çok evlilik topluma İslam’ın getirdiği bir yapı mıdır?

        İslam’dan önceki toplumlarda ve tahrip edilen dinlerde kadın günaha sebebiyet veren bir varlıktı. Günahkar ve acı çekmeye mahkumdu. Bir eşya gibi alınıp satılabilirdi. İslam kadını bu konumdan alıp ayağının altına cenneti sermiştir. Diri diri toprağa gömülen kız çocuğunu ölümden kurtaran din, kendisine hiçbir hak tanınmamış bir toplumda kadının gerçek yerini bulduğu İslam dinidir.

       Henüz kadının insan olup olmadığının tartışıldığı dönemlerde,İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ nden çok daha önce Hz. Muhammed (sav) Veda Hutbesinde şöyle buyurdu:

“ Dikkat edin! Kadınlar hakkındaki tavsiyelerimi kabul edin. Zira onlar sizin yardımcılarınızdır. Onlara zulmetmeyiniz. Dikkat edin! Sizin, kadınlarınız üzerinde haklarınız, kadınlarınızın da sizler üzerinde hakları vardır. ”

       Hz. Adem’den günümüze kadar gelen süreçte toplumda kadın mefhumunu ele alan, ’’ Müslüman bir kadın hangi vasıflara sahiptir?’’,’’ Sahip olduğu haklar nelerdir?’’ vb. birçok konuyu hadis ve ayetler ışığında anlatan  bir eser.

 

    


Müsned-i Tayalisi 2 cilt takım

KOD: HÜNER124

750.00 TL
Ebu Davud et-Tayalisi / M.Ömer Yusuf / 2019 / 1024 / 70 gr Ivori Kağıdı / 16,5x24.50 / Sert Kapak İplik Dikişli / 2 / Türkçe /Arapça / 1.Baskı / 9786057891051

 

 

Ebu Dâvûd Süleyman bin Dâvûd el-Cârûd et-Tayâlisî hicrî 133 yılında doğdu, hicri 204 yılında Basra’da vefat etti. Cenaze namazı Basra Valisi Yahyâ bin Abdullah tarafından kıldırıldı. Tayâlisî “ilim dağı” olarak nitelenmiş, hâfızasına çok güvendiği için genellikle ezberinden rivayette bulunmuştur. Hâfızasından otuz veya kırk bin hadis nakledebildiği kaynaklarda zikredilir.

Hadis konusunda yapılan çalışmaların en meşhurlarından birisi de, Ebu Davud et-Tayâlisî’nin Müsnedi’dir. Bu çalışma, en eski hadis eserlerindendir ve müsned türünün ilk örneğidir. Eser, sahabî râvilerinin adlarına göre tasnif edilmiştir. 292 sahabinin 2890 rivayeti vardır.

Aşere-i Mübeşşere’nin rivayetleri ile başlayan eserde, kadınların rivayet ettiği hadisler için de ayrı bir bölüm açılmıştır. Çalışmamızda hadisi nakleden râvînin hâl tercemesini verdik. Amacımız, sahabelerin kısa hâl tercemeleri eşliğinde okura hadisleri ulaştırmaktır.

 


el-Mu'cemu's- Sağır

KOD: HÜNER123

300.00 TL
İmam Taberani / İshak Doğan / 2019 / 560 / 70 gr Ivori Kağıdı / 14x22 / Sert Kapak İplik Dikişli / Tek / Türkçe /Arapça / 1.Baskı / 9786057891044

 

Ebu’l-Kāsım Musnidu’d-dunya Suleyman bin Ahmed bin

Eyyub bin Mutayr el-Lahmi eş-Şami et-Taberani hicri 260’ın Safer ayında Akka’da doğdu.

Zamanının hadis hafızı Taberani, el-Mu’cemu’s-Sağir adlı elinizdeki eserde, alfabetik olarak sıraladığı 1161 hocasının rivayetlerinden birer veya ikişer örnek kaydetmiştir. Eserde 1198 hadis yer almaktadır.

 Çok sayıda esere sahip olması onun engin ilmini gösterir.

Taberani hadis toplama uğrunda otuz yıl hasır üzerinde yatmaya katlanarak ilmi seyahatler yaptığını söylemiştir.

 Zehebi, onun ‘Müsnedu’d-Dünya’ olduğunu söylerken, Suyuti: “O, Müsnedu’d-Dünya ve hadis ilminin kahraman süvarilerinden biridir” der.

Zehebi, el-İber’de: “…O, doğru sözlüydü, engin bir ilme sahipti. Hadislerin illetlerini, ravilerini ve bablarını bilirdi. Birçok esere sahiptir…” der.

Taberani zamanının hadis hafızı diye nitelenmiş, hadis, ensab ve tarih bilgisiyle döneminin en önde gelen âlimlerinden olmuştur.

Hicri 360’ın Zilkade ayında vefat etmiştir.

Taberani’nin hadis, tefsir ve tarih alanında 107 eseri vardır. En önemli eserleri şunlardır: el-Mu’cemu’l-Kebir, el-Mu’cemu’l-Evsat, el-Mu’cemu’s-Sağir.

 


Kur'an-ı Kerim'in Hidayet Mesajı

KOD: HÜNER125

200.00 TL
Dr.Maşallah Turan / 2019 / 352 / 55 gr Kitap Kağıdı / 13.5x21.5 / Karton Kapak / Tek / Türkçe / 1.Baskı / 9786057891112

İslam düşüncesinin temel kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’in nasıl anlaşılması ve yorumlanması gerektiğine dair tartışmalar, çoğu zaman Kur’an ve sahîh sünnet kaynaklı olmaktan ziyade mezhep, meşrep ve cemaat eksenli olarak yapılmaktadır. Tartışmalar bu minvalde seyredince ortak paydalarda birleşme imkânları iyice azalmakta, yanısıra Kur’an’a yöneltilmesi gereken rağbetin büyük oranda dağıtılıp meşreplerin kendilerine ait olan kitaplara sarfedildiği görülebilmektedir. Öyleyse İslamî düşünce mirasımızdan ve onları yansıtan eserlerden istifade etmeyi önemsemekle beraber bakışları Kur’an’a yönlendirmek, onun hesabına diğer kitaplara dağıtılan rağbetleri yine ona çevirmek, bir zorunluluk halini almıştır. Bu husus, Kur’an’a inanan her birey için -değil bir lüks- hayatî bir görevdir; yapılmadığı ve hakkıyla yerine getirilmediği takdirde hesabı sorulacak olan ömürlük bir ödevdir.

Müslümanlar olarak bunu başarabilirdiğimizde Kur’an-ı Kerim, sadece her harfine on sevap verilsin diye anlamadan okunmasıyla yetinilen ve mezarlarda ölülere rahmet olsun diye okutulan bir kitap olmaktan kurtulur; hayatı şekillendirmesi ve hayata hayat katması gereken bir kitap olarak okunur; anlaşılması için çalışılır; yaşamın her alanında ve her boyutunda müslümanlar için gündemin birinci maddesi haline gelir. Bizler Kur’an’a bu önceliği verebilirsek o da, hayatın her alanında nitelikli başarılara ulaşma şansını bizlere sunacaktır.

Kur’an’ı Kerim’in hidayet mesajını bizzat onun kendi ifadelerinden anlamaya çalışma;  gerek mü’minler üzerindeki tesirinin, gerekse inananların ona duydukları rağbetin arzulanan bir şekilde yeniden tesis edilebilmesinin tek çıkar yoludur. Yanısıra Kur’an’la böyle bir yakınlaşma, örf ve adetlerle karıştırılıp etkinliği ritüellerden/ayinlerden ibaret hale getirilmiş geleneksel bir din anlayışı yerine, gerçek ve öz hüviyetine kavuşturulmuş bir İslam arayışı mücadelesinde başarıya ulaşmanın en sağlam ve en kısa yoludur. Ne mutlu bu yolda yürüyüp Muallim-i Ezelî’nin karşısına çıkabilenlere!..




el-Esmaü'l-Hüsna Bağlamında Kur'an Sureleri

KOD: HÜNER126

175.00 TL
Dr. Ahmet Özdemir / 2019 / 368 / 60 gr Kitap Kağıdı / 13.5x21.5 / Karton Kapak / Tek / Türkçe / 1.Baskı / 9786057891143

 

Kur’ân’ın mucize oluşu, onun en önemli yapısal özelliğidir. Söz konusu özellik ise, onun nazım ve te’lifinde aranmalıdır. Kur’ân’daki kelimelerin âyetlerle, âyetlerin sûrelerle münasbeti ve bunların tertibindeki insicâm, onun mucizeliğinin bir göstergesi olduğu gibi Kur’ân’daki lafız ve mana dengesi de söz konusu göstergelerden bir tanesidir. İbn Atiyye’nin, hemen hemen bütün müfessirlerce kabul edilen “Kur'ân'dan bir lâfız çıkarılacak olursa, Arap lisanının tamamı alt üst edilse bile, onun yerini tutabilecek tek kelime bulunamaz” şeklindeki beyanı, Kur’ân’ın üslubundaki olağanüstülüğe işaret etmektedir.

Kur’ân’a göre, Allah’a iman etmekle mükellef olan insan, iman ettiği/edeceği yaratıcıyı tanımak ve bilmek ister ki, bu da ancak “marifetullaha” yani Allah hakkındaki bilgiye kaynaklık eden isim ve sıfatların bilinmesiyle mümkündür. İman ve teslimiyetin ön koşulu olan “akla” sahip her bir fert yaratıcıyı, yine ancak yaratıcının kendisini ona bildirmesiyle bilebilir ve tanıyabilir ki bu da Kur’ân (vahiy) yolu ile gerçekleşmektedir. İnsanın, sıfat ve isimlerden soyutlanmış bir yaratıcıyı kavraması imkânsızdır. Yüce Allah Kur’ân’da, gözlerin daha önce görmediği kendi zatından bahsetmek yerine, sıfat ve isimlerinin kaynaklık ettiği fiillere, olaylara ve onların neticelerine dikkat çekerek kendini bizlere bildirmektedir. Çünkü vâhidiyyet âlemle ilişkili olmayı ifade eder. Âlem ise, Mutlak Zât’ın kaynaklık ettiği sıfatların ve isimlerin neticesi olduğu gibi, vâhidiyetten doğan ilişki de Yüce Allah’ın sıfat ve isimlerinin bir gereğidir. 

 


Lokman Suresi Tefsiri

KOD: HÜNER127

100.00 TL
Mehmet Akar / 2019 / 128 / 60 gr Kitap Kağıdı / 13.5x21.5 / Karton Kapak / Tek / Türkçe /Arapça / 1.Baskı / 9786057891136

 

            Hikmet, görüşte ve sözde isabettir. Lokman (as), hikmet sahibi, bilge bir kişidir. Hikmet sahibi Lokman Hekim’in tıpla uğraşan bir hekim olduğu da söylenmiştir. Lokman (as), insanların her tür hastalıklarını dert edinmiş ve şifasını bulmaya çalışmıştır. Sadece tıp alanında değil, geniş bilgi, görgü ve tecrübesiyle din, hukuk, ahlak ve sosyal alanda isabetli sözler yani hikmetli sözler söylemiştir. Toplum ve bireyin her türden hastalıklarını kendine dert edinen kişi, elbette çözümler bulacaktır.

Kur’an-ı Kerim tefsiri ile ilgili bugüne kadar birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışma da bunlardan biridir ve sadece Lokman Suresi tefsirini içermektedir.

Tefsir kaynaklarının eski-yeni, rivayet-dirayet tefsirlerinin mümkün mertebe hepsinden yararlanılmıştır. Böylece ayetlerin görünen ve derinlemesine anlamlarına elden geldiğince daha çok nüfuz edilmesi amaçlanmıştır. O ayetle alakalı dünden bugüne İslam Ümmetinin rağbet etiği açıklamalardan herhangi birinin dışarıda bırakılmamasına gayret edilmiştir.

Kıssaların ve konuların başlangıç ayetlerinde konuya ilişkin genel açıklamalar yapılmıştır. Fakat daha sonra her bir ayet kendi içerisinde açıklanmaya çalışılmıştır.

 


Siyer-i Nebi Hz.Peygamberin Hayatı

KOD: HÜNER128

200.00 TL
Prof. Dr. Muhammed Süheyl Takkûş / Dr.Mücahid Yüksel / 2019 / 572 / 60 gr Kitap Kağıdı / 13.5x21.5 / Karton Kapak / Tek / Türkçe / 1.Baskı / 978-605-7891-07-5

          Siyer-i Nebî’nin incelenmesi; akide, ahkâm ve ahlâkla ilgili olarak İslâm kültürünün ve sahih bilgilerin azami miktarda toplanması noktasında Müslümana yardımcı olacaktır. Çünkü Hz. Peygamber’in hayatı, İslâmî ilkelerin ve hükümlerin tamamının, ete ve kemiğe bürünmüş şeklidir. Ayrıca insanî olan her şeyi de ihtiva etmektedir.

 

            Bu kitap, Asr-ı Saâdet Dönemi olaylarının genel bir görüntüsünü sunmaktadır. Burada geçen bilgilerin çoğu, önceden neşredilen kitap ve araştırmalarda geçen ve bilinen hususlardır. Fakat biz burada farklı bir bakış açısı sergilemeye çalıştık. Çünkü her araştırmacının bir yöntemi, üslûbu ve konuyu sunma metodu vardır. Biz, olayları sunarken onlardan iz bırakanları ön plana çıkarmaya özen gösterdik. Sonra, münferit olayların daha iyi anlaşılması ve önemlerinin kavranması için onları genel durumlarla irtibatlandırdık; ayrıca bu olaylardan çıkarılan fıkhî hükümleri de açıkladık.