KOD: HÜNER158
Bu çalışmada, insan yaşamında önemli bir yer edinen musibet olgusunun mahiyeti ve içerebileceği mesajlar irdelenmekte, bu tür olaylardan çıkarılabilecek dersler üzerinde kafa yorulmaktadır. Genellikle sorumluluk kabul etmek istemeyen veya davranışlarını ilahî kontrol altında görmekten haz etmeyen seküler anlayış sahiplerine yönelik analitik eleştirilere yer verilmektedir. Sağduyu ile ve sağlıklı bir bakış açısıyla yanlışlarının farkına varan, sorumluluğu üzerine almaktan kaçınmayan ve kendini düzeltmeyi gaye edinen mü’mince bir şuur yeşertmeye gayret edilmektedir.
KOD: HÜNER0100
Günümüz dünyasında özellikle mantıksal deneyciliğin katı tehditlerine boyun eğenler, kutsal metinlerde kullanılan bazı ifadelerin sözlük anlamlarıyla alınması durumunda birtakım güçlüklerle karşılaşılmasından hareketle, kelime ve kavramların bilinen sözlük anlamlarının ötesinde farklı derin manalara sahip oldukları görüşünü abartılı bir şekilde gündeme taşımaktadırlar. Böyle bir yönelişin neticesi olarak kimi zaman zorlamalarla ifrata varacak şekilde, mecaz ve sembollerle metinleri yorumlama yolunu tercih edebilmektedirler. Bu tarz bir yönelişe sahip olanlardan birisi de “The Message Of The Qur’an” eserinin yazarı Muhammed Esed’ dir. İşte elinizdeki bu çalışmada, onun yukarıda bahsedilen ve “Kur’an Mesajı” ismiyle Türkçe’ ye çevrilen meal-tefsir çalışması, eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Eserinde dile getirdiği Allah’ın sıfatları, ahiret, cennet-cehennem, melek, cin, şeytan ve mucizeler konusundaki çoğu zaman Kur’an metniyle örtüşmeyen görüşleri, bazı hüküm ayetleri hakkındaki yorumları ele alınmaktadır. Söz konusu edilen yorumlar, ikna edici bir delil olmadıkça kelimelerin asıl anlamları ve konuyla ilgili sahih rivayetler/nakiller ışığında tahlîl edilmektedir.
KOD: HÜNER105
Ashab-ı Kehf, çevrelerine Allah’ tan başka ilah olmadığını duyurdu. Bu örnek tavirları bugün dahi gündemimizde yaşamaya devam etmektedir ve şu mesajı ulaştırmaktadır: “Herkes gençlik ruhunda olmalıdır. Genç olmak yaştan ziyade anlayışla alakalıdır.Ruhun genç olması gerekir. Yaşça geçlikteki bir takım hatıralarla yaşamak yerine genç bir ruha yaraşan coşkunlukla Allah’ ın emirleri şartsız ve samimi bir tutumla hayata yansıtılmalıdır.”
Bu yiğit, dinamik gençler toplumu sürükleyen küfür ve isyan dalgasına karşı gerek nefislerinde gerek çevrelerinde ciddi bir mücadele verdiler. Şirke zorlanmaktaydılar. Fitneye yakalanmamak için, dinlerini korumak için mağaraya sığındılar. Mağarada öncelikle duaya sarılan gençler, Rablerine sığınmışlar ve; “Ey Rabbimiz! Şu işimizde bize başarıyı göster, bu işten nasıl çıkacağız bize öğret, bize bilgi ver, bilinç ver, bizi doğruluk bilinciyle donat, işimizi rast getir, akıbetimizi hayreyle, sonumuzu güzelleştir, kafirlerin elinde oyuncak olmaktan ve böylelikle dinimizi kaybetmekten, dünyada rezillikten ve ahirette azaptan koru.” diye niyazda bulundular.
KOD: HÜNER079
Kurân-ı Kerîm’i anlama konusunda sayısız eserlerin telifinin yanında hiç şüphesiz, hadisi anlamak için de şerhler ve usûl-i hadis hakkında müstakil eserler telif edilmiştir.
Hind yarım adasının önemli âlimlerinden birisi olan Leknevî de üzerinde çalışmalar yapılması gereken birisidir. Kısacık hayatında değerli birçok telifatı kendisinden sonra gelecek nesillere aktarmasını bilmiştir.
Tercümesini yapmış olduğumuz bu çalışmada Leknevî, hadis konusunun en çetrefilli konularına dair telif etmiş olduğu el-Ecvibetu’l-Fâdıla Li’l-Es’ileti’l-Aşareti’l-Kâmile isimli eserinde, kendisine sorulan 10 soruya cevap vererek, hadis problemlerine çözümler sunmaktadır.
Biz de Abdulfettah Ebû Gudde’nin tahkik etmiş olduğu çok önemli olan bu çalışmayı tercüme ederek, Türk okurlara sunmayı hedefledik. Ebû Gudde, esere bir giriş yazdıktan sonra, müellifin hayatına ve eserlerine dair oldukça yeterli bilgi vermiştir.
Her ne kadar kitabın içeriği ilmî bir hüviyet taşısa da hadisle ilgilenenlere yararlı olacağını ümit etmekteyiz. Ülkemizde akademik çevrelerin dışında pek fazla tanınmayan Leknevî’nin bu çalışması özellikle İlahiyat alanında önemli bir açığı kapatacağını ummaktayız.
Görüleceği gibi Leknevî, çalışmasında önce kendisine sorulan soruyu okuyucunun kavrayabileceği şekilde sunduktan sonra ilgili sorunun cevabına geçmektedir.
Ebû Gudde, eserin başında Leknevî’nin eserdeki metodu ve kendisinin eser üzerindeki çalışması hakkında bilgi verdikten sonra, müellifin hayatına dair de doyurucu bilgiler vermiştir. Bu bilgilerden sonra Leknevî’nin kısa bir önsözü yer almaktadır.
Biz de eserin girişinden önce son devrin önde gelen hadisçilerinden Abdulfettah Ebû Gudde hakkında kısa da olsa bilgi vererek okuyucuyu bilgilendirmeye çalıştık. Zira Abdulfettah Ebû Gudde, neredeyse eserin orjinalinden fazla açıklamalarda bulunmuş ve okuyucuya doyurucu ek bilgiler sunmuştur.
KOD: HÜNER0101
Dün olduğu gibi bugün de İslam’ın birçok alanda çeşitli spekülasyonlara konu olduğu bir dönemden geçiyoruz. Çoğunlukla sağlıklı bilgi temelinde karşılıklı bilgi alışverişinin, yerini, zihinsel kargaşa ve çatışmalara bıraktığı böyle bir ortamda, Müslümanların nihaî anlamda totaliter bir dikta sistemini kuracakları ve bütün özgürlüklere ve serbest muhalefete son verecekleri iddiası sıkça gündeme taşınır. Böyle bir iddianın enine-boyuna tartışılması gereği ortadadır. Öte yandan devlet ve toplum, bilim ve teknoloji sayesinde büyüyüp, sanayileşme ve ekonomik kalkınma seviyesi arttıkça, bireyin gücü zayıflamakta ve giderek devleşen yapılar karşısında haklarını savunabilme imkânları daralmaktadır. Atomize olan fert giderek bir istatistik rakamı haline gelmektedir. Bu önemli problemin görmezden gelinmesi sağlıklı değildir. Bir başka önemli sorun da şudur: Günümüzde muayyen bir devlet yapısı içinde yaşayan bireylerin genellikle dindar ve vatandaş diye iki sıfatı vardır. Dindar sıfatıyla belirli bir dine, vatandaş sıfatıyla da belirli bir devlete tabi olan birey, bu iki tabiiyet merkezinin kendisine verdiği yap veya yapma emrinin birbiriyle uyumlu olmaması durumunda ciddi bir çıkmaza girebilmektedir. İşte bu ve benzeri problemler bağlamında elinizdeki bu çalışma, Kur’an’a göre bireysel ve kamusal özgürlükleri tanımlamayı, anlamlandırmayı ve bunların boyutlarını akademik olarak ortaya koymayı amaçlamaktadır.
KOD: HÜNER09
İslâm hadîsinin toplanması ve yazı ile tesbiti meselelerini tetkike girişirken, her şeyden önce, zamanımıza kadar bu mevzuda ne gibi tetkiklerde bulunulduğunu ve hangi neticelere ulaşıldığını göz önünde bulundurmamız icâb ediyordu. Fakat bu husustaki araştırmamız bize, arzu ettiğimiz şekilde bir malûmat sağlamadı. Gerek şarklı ve gerekse garplı müsteşriklerden hemen hiç birinin bu mevzuya girmemiş, ancak seleften kalma bazı malûmatı ve bu malûmâta bağlı bir takım görüşleri tekrarlamış olduklarını gördük.
Netice olarak, hadîslerin toplanması ve yazılması bahsinde kâfi bir tetkikin yapılmamış olması bizi bu yolda çalışmaya sevk etmiş ve matbû veya mahtût muhtelif kaynaklarda, bir bahiste gizli olarak bulunan bazen iki üç kelimelik bir, fakat cem’i hâlinde birbirini tamamlayan binlerce ibare, hadîslerin toplanması, yazılması ve rivayet edilmesi meselesini hakikî mâhiyetiyle ortaya koymuştur.
İşte biz bu tetkikimizi vaz’a girişirken o kadar itinâ ile toplanıp yazılan ve ayni şekilde rivayet edilen hadîslerin sâhip oldukları değeri belirtmeyi ön Plânda tuttuk. Bilâhare, hadîslerin yazılması meselesinde görülen bazı ihtilâfları ve bu ihtilâfların neticesini inceledik. Nihayet umûmî bir neticeye bağlanan ve üç bölümde tetkik edilen hadîs kitâbeti ve rivayetinin mâhiyetini ortaya koyacak elimizde mevcût haberlerden münâkaşalı örnekler verdik.
KOD: HÜNER25
KOD: HÜNER47
KOD: HÜNER46
KOD: HÜNER2
130.00 TL
100.00 TL
75.00 TL
225.00 TL